Silivri’de 10 Kasım Atatürk’ü Anma etkinliklerinde yaşanan siren krizinden sonra ortam bir anda gerildi ve herkes birbirine saldırdı. Hatta CHP’liler bile birbirine girdi. Çünkü ortada ciddi bir skandal vardı. Ben o gün de söyledim, şimdi de söylüyorum. Böyle bir skandala kimse bilerek imza atmaz, böyle adice bir skandalın içinde kimse yer almaz.
10 Kasım olayında AK Partililer’in hiçbir günahı yokken, birkaç kendini bilmezin kışkırtması ile saldırılar bir anda AK Partililer’e oldu. Metin Karakaş yuhalandı, Hüseyin Turan başta olmak üzere Atatürk Anıtı önünde bulunan AK Partililer, bu hakaretlerden, küfürlerden hatta saldırılardan nasibini aldı. Kısacası çok çirkindi ve çok alçakça bir davranıştı. Şimdi kimse maval okumasın, o gün orada yaşananlar tamamen demokrasi dışı çirkinliklerdi.
***
10 Kasım’da AK Parti çelengini yere fırlatmak ve parçalama girişiminde bulunmak…
Alandaki AK Partililere hakaretler ve küfürler yağdırmak…
Daha da vahimi dövmeye ve tartaklamaya kalkışmak ne kadar alçakça bir eylemse, akabinde yaşananlar da alçakçadır.
Sosyal medya kullanılarak AK Partililerin bu çirkinliklere verdikleri kan dondurucu cevaplar, yani “Bunların hesabı sorulacak” şeklinde paylaşımlarda bulunmak da o kadar çirkin ve ahlak dışı eylemlerdi.
***
Kısacası Silivri gerildi, özündeki sevgi, dostluk, kardeşlik duygularını yitirdi ve bu duruma getirildi. Silivrili şaşkın, Silivrili tedirgin.
Kendini bilmez birkaç kişinin koca bir ilçeyi getirdiği nokta bu.
10 Kasım olaylarının içinde yer aldığı söylenen bir ambulans şoförünün iş çıkışında tartaklanması “koca bir çirkinlik” derken, bir önceki gün akşam saatlerinde AK Parti’nin çelengini yerlere fırlatan kişinin evinin önünde saldırıya uğradığı bilgisini aldık.
Gazetemizin internet sitesinden son dakika haberi olarak okuyucuya duyurduğumuz bu çirkinliği kabul etmemiz mümkün değil elbette ama, bu olaylar bitmesi gerekirken, daha da artarak devam etmesi bir Silivrili olarak beni ziyadesiyle çok üzüyor.
www.yorungehaber.com internet sitemizde yayınlanan haberin altına bırakılan tehditvari mesajlar açıkçası beni tedirgin etti. Silivrili bu olamaz, Silivrili böyle adice bir eylemin içinde yer alamaz. Bunca senedir yaşadığımız ilçemizde böyle adilikleri görmek bir ilçe sakini olan bendenizi derinden üzüyor. Yani demem o ki, Silivri’nin aklıselim insanları bu işe bir el atmalı ve bu çirkinlikler bir an önce sonlandırılmalı. Eğer kan davası haline gelirse bundan kimse yarar görmez, hatta top yekûn Silivri zarar görür.
***
Yeri gelmişken bir noktanın daha altını çizmek istiyorum. 10 Kasım’da AK Parti çelengini parçalama girişiminde bulunan kişinin geçtiğimiz günün akşam saatlerinde tartaklanma olayı her ne kadar AK Partililere veya o meşhur zata yıkılmak istense de, ben tam tersi düşünüyorum ve diyorum ki hiçbir AK Partili bu kadar geri zekâlı olamaz. Yani 10 Kasım’da yaşanan bir saldırının intikamını üç-beş gün sonra alma girişiminde bulunmaz. Çünkü bilirler ki, yapılan herhangi bir karşı girişim (yani saldırı) direk kendilerinden bilinecek.
İşte bunu böyle değerlendirdiğimizde ortaya şu sonuç çıkıyor: Bu çirkin saldırıyı yapanlar mutlaka bulunmalı ve AK Parti’nin üstünden bu şüphe ve kara leke bir an önce kalkmalı…
Yine ben çok inanıyorum ki; bu olayı Silivri Emniyeti çözecek, bu karanlığı aydınlatacak, suçlular cezasını çekecek ve şu anda ciddi suçlanan AK Parti şahsında malum zat da bu şaibenin altında kalmaktan kurtulacak.
***
Silivri’de üç dönem Belediye Başkanlığı yapan Selami Değirmenci ile ÖDP eski ilçe başkanı, şimdinin CHP’li Belediye Meclis Üyesi Süheyl Kırkıcı; “Bu saldırıyı yapanların kim olduğunu Metin Karakaş kesin bulmalı. Bulmalı, çünkü İçişleri Bakanlığı ellerinde, emniyet ellerinde. Bu konuda Metin Bey’in elinden geleni yapacağına inancımız tamdır” dediler.
Ben de bu iki dost insana aynen katılıyorum. Metin Bey bu işin peşini bırakmaz…